Gakgo Diyarı: Elazığ
Bir şehri anlatmak, o şehrin ruhunu hissetmekle başlar. Elazığ, yalnızca bir şehir değil, aynı zamanda derin bir kültürün, kadim bir tarihin ve samimi insanların harman olduğu bir diyardır. Doğu Anadolu'nun göz bebeği, Harput'un mirasçısı ve sekiz köşeli şapkanın vatanı... İşte Elazığ!
Elazığ’ı anlatırken Harput’u es geçmek mümkün mü? Tarihi Harput Kalesi, binlerce yıllık geçmişiyle adeta zamanın tanığı. Buzluk Mağarası, Keban Barajı ve Cip Köyü gibi doğal güzellikleriyle görenleri kendine hayran bırakan bu şehir, tarih ve doğanın iç içe geçtiği eşsiz bir yerdir.
Elazığ, sadece tarihiyle değil, aynı zamanda kültürüyle de göz kamaştırır. "Gakgoş" ruhu, yani mertlik ve vefakârlık, burada yaşayan herkesin karakterine işlemiştir. İnsanları sıcak, dostane ve yardımseverdir. Sokaklarında dolaşırken bir selam verin, mutlaka sıcak bir karşılık alırsınız.
Mutfağı da Elazığ’ın kültürel zenginliğini tamamlayan en önemli unsurlardan biridir. İçli köftesi, Harput köftesi, lobik çorbası ve orcik tatlısı… Her biri Elazığ mutfağının lezzet hazinelerindendir. Hele ki sofrada bir çay eşliğinde oturup muhabbet etmek, Elazığ’ın olmazsa olmazlarındandır.
Her mevsimi başka bir güzellik sunar Elazığ. Kışın beyazlara bürünen Harput’tan, yazın Fırat Nehri’nin serinliğine kadar her köşesinde ayrı bir manzara saklıdır.
Elazığ, sadece doğup büyüyenlerin değil, yolu buraya düşen herkesin ruhunda iz bırakan bir şehir. Çünkü burada, geçmişin izleriyle yoğrulmuş sıcak bir gelecek var. Gakgoş diyarı, nice medeniyetlere ev sahipliği yapmış, gönüllere taht kurmuş ve her zaman ayrıcalıklı bir şehir olmuştur.
Elazığ’a bir kez gelen, bu toprakların samimiyetini ve güzelliğini unutamaz. İşte bu yüzden Elazığ, bir şehirden çok daha fazlasıdır. Bir ruh, bir kültür ve bir yaşam biçimidir…