Kayyum tartışmasına son
Terörsüz Türkiye için ciddi ve önemli adımlar atıldığı son günlerde Beykoz Belediyesi'nde yaşanan gelişme en çok tartışılan kayyum konusunda da iyi bir örnek oldu.
31 Mart 2024 seçimlerinden sonra sınırlı sayıda belediyede kayyum örneğini görsek de geçmişte özellikle yeni adı DEM olan önceki ismiyle HDP’li belediyelere atanan kayyumlarla ilgili ciddi tartışmalar yaşandığına şahitlik ettik.
CHP ve DEM arasında yaşanan “Kent Uzlaşısı” sistemiyle birlikte bu dönem CHP’nin elinde bulunan belediyelere de kayyum atandığına şahit olduk. Durum sadece terör konusu ile ilgili değil elbette. Bazı belediyelerde yolsuzluk ve usulsüzlüklerin neden olduğu atamalar da bulunuyor.
CHP’li Beykoz Belediyesi de bunlardan biri. Beykoz Cumhuriyet Başsavcılığınca, Beykoz Belediye Başkanı Alaattin Köseler'in de aralarında bulunduğu 4 şüpheli hakkında "ihaleye fesat karıştırma", 17 şüpheli hakkında da "ihaleye fesat karıştırma" ve "suç işlemek amacıyla örgüt kurma, üyelik ve yardım" suçlarından yakalama, gözaltı, arama ve el koyma talimatı verilmişti.
"İhaleye fesat karıştırma" suçlamasıyla tutuklanan Beykoz Belediye Başkanı Alaattin Köseler'in görevden uzaklaştırılmasının ardından belediye meclis üyeleri toplandı ve başkanvekilini seçti. CHP'nin adayı Özlem Vural Gürzel olurken, AK Parti'nin adayı Sadullah Hasanoğlu oldu.
Kayyum konusunda bu uygulama güzel bir örnek oldu. Bir belediye başkanı suçlu olduğu halde seçileceği gibi görev süresi boyunca suça karışmayacağının da bir garantisi bulunmuyor.
Durum böyle olunca sırf bağlı bulunduğu parti nedeniyle kimse dokunulmaz olmamalı. Eğer bir ihlal varsa gereken elbette ki gereken yapılmalı. Daha sonra ise bu süreci yönetecek bir kayyumla birlikte kısa sürede meclis toplanarak kendi başkanını yeniden seçmeli.
Terörle iltisaklı belediyeler konusunda da en büyük yük YSK’ya düşüyor. Bir adayın terör ve terör örgütleriyle herhangi bir ilişkisi varsa bu durum önceden tespit edilip ilgili adayın daha başlamadan adaylık hakkı ortadan kaldırılmalı.
Bu durum yeni bir dönemin arifesinde olmamız nedeniyle ayrı bir önem taşıyor. Her ne kadar tasvip edilmese de insanlar oy verdiği kişinin görevde kalmasını ister. Eğer bu durumun tersi varsa yerine yine kendi oylarıyla seçilen bir ismin vekalet etmesini ister. Bu temel bir hak.
Beykoz Belediyesi’nde yaşanan ise en güzel örnek.
Bakmadan Geçme





